Yetişkinler de Bebekler Gibi Dil Öğrenebilir: Doğal Edinim Gücü

A. T. YılmazEğitim3 dk
Paylaş:

Bu Makaleyi Dinle:

Yetişkinler de Bebekler Gibi Dil Öğrenebilir: Doğal Edinim Gücü

Yetişkinler Hâlâ Bir Bebek Gibi Dil Edinebilir mi?

Ana dilinizi konuşmaya başlamadan önce dil bilgisi derslerine girmediniz, fiil çekimlerini ezberlemediniz veya karmaşık kuralları öğrenmediniz. Sadece etrafınızdaki sesleri ve konuşmaları dinlediniz. Aylar süren bu pasif dinlemenin ardından bir gün "anne", "baba" veya benzeri bir sesle ilk kelimelerinizi ürettiniz.

Bu süreç, "dil edinimi" (language acquisition) olarak bilinen ve bebeklerin dili anlamasını ve üretmesini sağlayan doğal bir mekanizmadır.

Bebekler Dili Nasıl Edinir?

Bebekler, yetişkinlerden çok az doğrudan yardım alarak veya neredeyse hiç almadan dili edinirler. Süreç, çevrelerindeki insanları uzun süre dinlemeleriyle başlar. Hatta bu dinleme, anne karnında bile başlar. Bebekler, doğmadan önce dışarıdaki sesleri duyabilir, dillerin belirli ritimlerini ve tonlamalarını yakalayabilirler.

Dilbilimde "Kritik Dönem Hipotezi" olarak bilinen bir teori, bu doğal edinim yeteneğinin ergenlikten sonra büyük ölçüde azaldığını öne sürer. Bu nedenle yetişkinlerin, kurallara dayalı "öğrenme" yöntemine (sınıflar, dil bilgisi kitapları) daha fazla bel bağladığı düşünülür.

Ancak yeni araştırmalar, yetişkinlerin bu doğal dil edinimi yeteneğini hâlâ koruduğunu ve yeni diller için kullanabileceğini göstermektedir. Bu, "ikinci dil edinimi" olarak adlandırılsa da, üçüncü veya dördüncü diller için de geçerlidir.

Çek Cumhuriyeti'nden Gelen Şaşırtıcı Kanıt

Yetişkinlerin bu içgüdüsel yeteneği nasıl koruduğuna dair ilginç bir kanıt, Çek Cumhuriyeti'nde yapılan bir çalışmadan geldi. Araştırma, yetişkinlerin yeni bir dilin ritmini ve temel ses yapısını (bürün veya prosodi) çok hızlı bir şekilde yakalayabildiğini ortaya koydu.

Prosodi (Bürün), bir dilin melodisi, ritmi ve vurgulamasıdır. Bebeklerin ana dillerini edinmelerinde bu ritmik kalıpları çözmek kritik bir ilk adımdır. Aynı zamanda, yetişkin öğrencilerin ustalaşmakta en çok zorlandıkları alanlardan biridir (örneğin, farklı bir dilin aksanını ve tonlamasını doğru yapmak).

Deneyin Tasarımı

ing-ogren

Araştırmacılar, 174 Çek yetişkinden oluşan bir grup üzerinde bir deney yaptı:

  1. Maruz Kalma: Katılımcılara, daha önce hiç duymadıkları bir dil olan Yeni Zelanda'nın yerli dili Māori dilinde beş dakikalık bir ses kaydı dinletildi.
  2. Bebek Simülasyonu: Deneyimi tam olarak bir bebeğinkine benzetmek için, Māori dili ses kaydı, anne karnından duyuluyormuş gibi (boğuk ve filtrelenmiş) ses verecek şekilde düzenlendi. Bu, katılımcıların net kelimeleri değil, sadece dilin ritmini ve melodisini duymalarını sağladı.
  3. Test Aşaması: Ardından, katılımcılara Māori veya yine hiç bilmedikleri başka bir dil olan Malayca dillerinde karışık ses kayıtları dinletildi. Katılımcılardan, duydukları sesin daha önce (anne karnı simülasyonunda) dinledikleri dille aynı olup olmadığını belirlemeleri istendi.

Sonuç: Yetişkin Beyni Hâlâ Ayırt Edebiliyor

Sonuçlar şaşırtıcıydı: Yetişkinler, daha önce sadece beş dakika ve boğuk bir şekilde duydukları Māori dilinin ses kalıbını, hiç duymadıkları Malay dilinden ayırt etmede oldukça başarılı oldular.

Araştırmacılara göre bu bulgu, yetişkinlerin yeni bir dile çok az miktarda maruz kalmasının bile, o dilin ritimlerini ve kalıplarını anlamak için yeterli olduğunu gösteriyor. Tıpkı bir bebeğin ana dilini dinlerken yaptığı gibi.

Bu, yetişkin beyninin analitik ve kural temelli öğrenme moduna geçse de, bebeklik dönemindeki o temel, sese duyarlı edinim mekanizmalarını asla tam olarak kaybetmediğini kanıtlıyor.